24 Aralık 2012 Pazartesi

Ful Yaprakları..

"Ben Romeo'nun, Juliet'i tanıdığından daha fazla tanıyorum seni... Sende beni... Juliet'in Romeo'yu, Ophelia'nın Hamlet'i, Eva Braun'un Hitler'i, Diana'nın Charles'ı tanıdığından daha fazla tanıyorsun... Bütün aşıklar gibi sıra ölüme geldiğinde, aşkımızla ilgili yazılı bir belge olmayacak belki... Ama ben, iki sevgiliye yaraşan en güzel ölümü buldum... Siyanür dolu bir küvete girmeliyiz önce, ya da baldıran otu. Evet, bu daha iyi... Siyanür derimizden içeri girebilir, ve de vaktinden önce öldürebilir bizi... En iyisi baldıran otuyla kaynatılmış köpüklü su, üzerinde ful yaprakları... Binlerce yaprak... Önce o suya girip yıkanmalıyız... Saatlerce... Sadece dokunmalıyız birbirimize... Ellerimizle, saçlarımızı okşamalıyız... Sonra çıkmalıyız köpüklerin ve ful yaprakların arasından... Gözlerimiz kapalı, kokularımız ciğerlerimizde, tenimiz, terimiz ve baldıran otlu vücutlarımız birbirine karışmış dakikalarca sevişmeliyiz... Wagner çalmalı oda da... Faust bizi izlemeli perdenin kenarından, sessizce... Şşşt... Gerçek aşkları göze alamadık... Ölüme bile atlayamadık gerçek aşklarımız için... Oysa, nedir ki ölüm ? Hiç değilse düşlerimizde ki aşklar için yapmalıydık bunu... Yok olsak bile adresimiz belli olmalıydı bu saçma sapan boşlukta... Ve gün ağırınca, önce kapıyı çalacaklar... Meraklılar kıracaklar kapıyı... Sonra da ne yazık ki, iki ayrı beden bulacaklar içeride... İki baş, dört kol, dört bacak... Ve birbirine sırtını dönmüş, iki yürek..."

                                                                                             Civan Canova

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder