28 Ocak 2013 Pazartesi
"Sen benim her şeyimsin. Alıştıkça bırakamadım seni. Bir de baktım her şeyim oluvermişsin. Her tarafta seni aramaya başlamış gözlerim, her yerde kokunu duymaya başlamışım, her an seni düşünmüşüm, ellerim her an seni aramış.. Sonra öyle bir geldin ki, öyle bir baktım ki sana, öyle bir çektim ki kokunu içime.. O zaman farkettim ki; o kadar çok düşünmüşüm ki seni, yüzünün her bir zerresini ezberlemişim. Sonra yanıma geldin, öyle içten, öyle güzel 'sevgilim' dedin ki.. O an içimden şöyle düşündüm; ancak böyle bir aşk bana, bize, her şeyime yakışabilirdi !"
27 Ocak 2013 Pazar
26 Ocak 2013 Cumartesi
24 Ocak 2013 Perşembe
19 Ocak 2013 Cumartesi
Haklıı
"Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi ?
Hiç vaktiniz yok,
'Fast live', 'Fast food', 'Fast music', 'Fast love'...
Dikte ettirilen 'yükselen değerler', 'in' ler, 'out' lar...
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi. Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar,
Size sesleniyorum !
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini ?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını ?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza ?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız ?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir ?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman ?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını ?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında ?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam sakalanızda ?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetiyor ?
Müşfik Kenter
Hiç vaktiniz yok,
'Fast live', 'Fast food', 'Fast music', 'Fast love'...
Dikte ettirilen 'yükselen değerler', 'in' ler, 'out' lar...
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi. Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar,
Size sesleniyorum !
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini ?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını ?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza ?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız ?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir ?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman ?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını ?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında ?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam sakalanızda ?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetiyor ?
Müşfik Kenter
Müşfik Kenter'den..
Yalnız Olanlara;
Aşk bir kelebek gibidir, peşinden koştukça hep senden kaçar.. En iyisi bırak uçsun, inan ki hiç beklemediğin bir anda gelip omuzuna dokunuverir.. Aşk mutlu eder, bazen de üzer ama aşk özeldir, aşkını hak eden birine sunarsan eğer..
Sevgilisi Olanlara;
Aşkın amacı birileri için 'mükemmel insan' olmak değildir, seni mükemmelliğe en çok yaklaştıracak insanı bulmaktır..
Çapkınlara;
Sevmediğin birine asla 'seni seviyorum' deme.. İçinde olmayan duygulardan varmış gibi sözetme.. Kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme.. Sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme, çünkü birine verebileceğin en büyük acı, aşık olmadığın birine kendini aşık etmektir..
Evli Olanlara;
Seven insan 'senin hatan' yerine 'özür dilerim' diyendir.. 'Neredesin' yerine 'ben buradayım' diyendir.. 'Nasıl yaparsın' yerine 'niye yaptığını anlıyorum' diyendir.. Ve aşk 'keşke' yerine daima 'iyi ki' diyendir..
Kalbi Kırık Olanlara;
Kalp yarası siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer ve ilacı bu acıya alışmak değil, ondan ders çıkartabilmektir.
Aşık Olmaktan Korkanlara;
Aşka düş ama tökezleme, anla ama bekleme, paylaş ama isteme, yaralan ama asla acıyı içinde büyütme..
Sevdiğini Fazla Sahiplenenlere;
Sevdiğinin bir başkasıyla mutlu olduğunu görmekten daha acı bir şey varsa, o da sevdiğinin seninle mutsuz olduğunu görmektir..
Aşkını İtiraf Etmeye Çekinenlere;
Sevdiğinden ayrılınca aşk acı verir, sevdiğin seni terk edince daha da çok acı verir ama en acısı, onu ne kadar sevdiğini bilmesine hiç fırsat vermemektir..
Dönmeyecek Birini Hala Bekleyenlere;
Hayatın en hüzünlü anı, deli gibi sevdiğin insanın buna hiç değmediğini gördüğün andır ve en büyük kaybın onun için harcadığın yıllardır.. Senin aşkını şu gün hak etmeyen, bil ki on sene sonra yine haketmeyecektir. Bırak, gitsin..
Aşk bir kelebek gibidir, peşinden koştukça hep senden kaçar.. En iyisi bırak uçsun, inan ki hiç beklemediğin bir anda gelip omuzuna dokunuverir.. Aşk mutlu eder, bazen de üzer ama aşk özeldir, aşkını hak eden birine sunarsan eğer..
Sevgilisi Olanlara;
Aşkın amacı birileri için 'mükemmel insan' olmak değildir, seni mükemmelliğe en çok yaklaştıracak insanı bulmaktır..
Çapkınlara;
Sevmediğin birine asla 'seni seviyorum' deme.. İçinde olmayan duygulardan varmış gibi sözetme.. Kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme.. Sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme, çünkü birine verebileceğin en büyük acı, aşık olmadığın birine kendini aşık etmektir..
Evli Olanlara;
Seven insan 'senin hatan' yerine 'özür dilerim' diyendir.. 'Neredesin' yerine 'ben buradayım' diyendir.. 'Nasıl yaparsın' yerine 'niye yaptığını anlıyorum' diyendir.. Ve aşk 'keşke' yerine daima 'iyi ki' diyendir..
Kalbi Kırık Olanlara;
Kalp yarası siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer ve ilacı bu acıya alışmak değil, ondan ders çıkartabilmektir.
Aşık Olmaktan Korkanlara;
Aşka düş ama tökezleme, anla ama bekleme, paylaş ama isteme, yaralan ama asla acıyı içinde büyütme..
Sevdiğini Fazla Sahiplenenlere;
Sevdiğinin bir başkasıyla mutlu olduğunu görmekten daha acı bir şey varsa, o da sevdiğinin seninle mutsuz olduğunu görmektir..
Aşkını İtiraf Etmeye Çekinenlere;
Sevdiğinden ayrılınca aşk acı verir, sevdiğin seni terk edince daha da çok acı verir ama en acısı, onu ne kadar sevdiğini bilmesine hiç fırsat vermemektir..
Dönmeyecek Birini Hala Bekleyenlere;
Hayatın en hüzünlü anı, deli gibi sevdiğin insanın buna hiç değmediğini gördüğün andır ve en büyük kaybın onun için harcadığın yıllardır.. Senin aşkını şu gün hak etmeyen, bil ki on sene sonra yine haketmeyecektir. Bırak, gitsin..
Vayy bee.
Aziz Nesin'e soyadını sorarlar. Şöyle cevap verir: 1934 yılında soyadı kanunu çıktı. Herkes kendi soyadını kendi seçtiği için, insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı. Dünyanın en cimrileri 'eli açık', dünyanın en korkakları 'yürekli', dünyanın en tembelleri 'çalışkan' gibi soyadları aldılar ! Kendime Nesin soyadını aldım. Herkes, Nesin ? diye çağırdıkça, ne olduğumu düşünüp, hatırlamam için.
Aziz Nesin
Aziz Nesin
Seninle yaşlanmak istiyorum..
"Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyim istiyorum. Benim olduğun kadar dostlarının, dostlarının olduğun kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek... Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, her şey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Her şeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden. Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli ziyaretimize, geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız...
Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, Sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı, "her şeyde."
Can Yücel
Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek... Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, her şey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Her şeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden. Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli ziyaretimize, geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız...
Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, Sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı, "her şeyde."
Can Yücel
Yine eskileeer
Bir kez daha dayanamam, kalbim nasır ama taş değil, bir deli rüzgar esse bir yerlerden, savurur mu götürür mü beni bilmem, o deli aşık mazide kaldı artık, dönecek mi geriye onu bilmem..
17 Ocak 2013 Perşembe
16 Ocak 2013 Çarşamba
12 Ocak 2013 Cumartesi
"Hani çocukların dondurma, pamuk şekeri sevdaları vardır ya. Her gün her dakika da yeseler, bırakamazlar, yemekten vazgeçemezler. Hatta ağlarlar bile.. Benim sevdam da böyle işte.. Bir gün biteceğini bildiğim, apaçık söylemeye cesaret bulduğum, her günümü, dakikamı yeniden onu severek geçirdiğim, amansız karşılıksız bir sevda.."
11 Ocak 2013 Cuma
10 Ocak 2013 Perşembe
9 Ocak 2013 Çarşamba
7 Ocak 2013 Pazartesi
6 Ocak 2013 Pazar
Vij me sega ;))
Ahh ahh taktım bu şarkıya gidiyorum. Kaç gündür ortalıkta "davay udari me, psuvay me na glas, vij me segaaaa" diye dolanıyorum. Bi şarkıya takınca takıyorum yapılcak bir şey yok. (: Keyifli dinlemeleer. :))
5 Ocak 2013 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)